reklamlar

haberler

manşet haberler

Personel Sağlık Personeli Sağlıkçılar PersonelSaglik.NET

30 Haziran 2016 Perşembe

Asgari ücret Bin 300 liranın altına düşecek mi?

Maliye Bakanı Naci Ağbal, denetim elemanları ve idarenin, kanunda bir konuyu açık olarak görmemişse mutlaka orada vergi varmış gibi yorumlar yaptığını belirterek, "Halbuki bir husus mevzuatta açık bir şekilde vergiye tabi olduğu belirtilmediği sürece, kanunun lafzında olmayan hiçbir şeyden yorumla vergi çıkarılmamalıdır." dedi.

AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç başkanlığında toplanan TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, dünkü görüşmelerde 21 maddesinin kabul edildiği "Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın müzakerelerine devam edildi.

Bakan Ağbal, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı, bazı maddelerle ilgili açıklamalarda bulundu.

Türkiye'de Vergi Usul Kanunu'ndaki yorum maddesinden kaynaklanan genel bir zafiyet olduğunu belirten Ağbal, şöyle konuştu:

"Kanundaki bir şeyi açık ve seçik olarak görmemişsek mutlaka ve mutlaka sanki burada bir vergi varmış gibi yorumlar yapıyoruz. Bunu denetim elemanları, idare, mahkemeler yapabilir. Halbuki bir husus mevzuatta açık bir şekilde vergiye tabi olduğu belirtilmediği sürece, kanunun lafzında olmayan hiçbir şeyden yorumla vergi çıkarılmamalıdır. Bu Türkiye'de vergi hukukunun herkes tarafından kabul edilmesi gereken prensibi olmalıdır. Böylece Türkiye'de vergi hukuku güvenliği de artırılmalıdır. Yorum meselesi yüzünden içine düştüğümüz sıkıntı bu. Vergide en çok üzerinde çalışmamız gereken madde, Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesi, yorum maddesi. Bu maddede köklü değişiklikler yapmadığımız sürece, bu ana kadarki uygulamalar maalesef aynen devam etmek zorunda kalır."

- "Meslek kodu ve adı, kayıt dışı istihdamla mücadelede önemli"

Bakan Ağbal, tasarının, "Prim tahakkukunun geç yapılması veya yapılmaması, sigortalıların hizmetlerinin bildirilmemesi ya da geç bildirilmesi durumunda işverenlere uygulanacak cezalar" ile ilgili madde hakkında açıklamalarda bulundu.

Bakan Ağbal, her şeyi yaptırımla çözme anlayışının doğru bir anlayış olmadığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Özellikle de mükelleflere katlanamayacakları yükümlülükleri önce getirip, ondan sonra yaptırıma bağlamak, daha sonra uygulanamaz hale geliyor fakat Türkiye'de maalesef kayıt dışı istihdam hala yüksek oranlarda. Yüzde 52'lerden yüzde 32'lere düşmüş durumda ama gelişmiş ülkelerle mukayese ettiğimiz zaman, Türkiye'de hala kayıt dışı istihdam yüksek. Sosyal Güvenlik Kurumunun kayıt dışı istihdamla mücadelesi noktasında, meslek kodu ve meslek adı önemli bir unsur. Sıradan, rastgele, sadece bilgi olsun diye doldurulan bir alan değil burası.

Kayıt dışı istihdam meselesi, sadece hiç beyan edilmeyen çalışanlar meselesi değil. Beyan edilen fakat yaptığı mesleğe göre ücreti çok düşük beyan edenler de kayıt dışı. Kişi diplomasına göre çok nitelikli ama asgari ücret üzerinden beyan ediliyor. Sosyal Güvenlik Kurumu aslında kişinin meslek adı ve kodu üzerinden beyan edilen ücretini çek etmeye çalışıyor. Neden? Aynı meslek kodlarında farklı farklı ücret beyanları arasında tutarlılığı arayacak. Bu nedenle kayıt dışı mücadele ile ilgili önemli bir enstrüman. Sosyal Güvenlik Kurumu veya maliye idaresi, mükellefi, yükümlülükleri konusunda daha fazla eğitmek durumunda."

Hiç beyan edilmemiş bir kişi için önerilen ile beyan edilen bir kişinin meslek adı ve kodunun farklı yazılmasından kaynaklanan cezanın aynı olmaması gerektiğini bildiren Ağbal, "Fiil ile ceza arasında orantılılık olması bakımından bu düzenlemeden vazgeçmeyelim. Bunu doldurulması gereken ihtiyari bir alan olarak görmeyelim, bu önemli bir alan. Bunun doldurulmasını zorunlu kılmanın yolu da yaptırım getirmektir." değerlendirmesini yaptı.

Bu meselenin kayıt dışı ile mücadelede önemli bir konu olduğunu vurgulayan Ağbal, "Aynı işi yapan iki kişi var, birisi için bir kurumun beyan ettiği ücret 10 bin lira iken, aynı işi yapan diğer kişi için beyan edilen ücret, asgari ücret. Sosyal Güvenlik Kurumu bununla mücadele etmek zorunda. Cezaları çok daha hafif bir noktaya getirelim, uygulanmasını bir yıl sonra başlatalım ama bundan vazgeçmeyelim." diye konuştu.

Ağbal, SGK'ya bildirilen çalışanların yüzde 40'ının asgari ücretle beyan edildiğine dikkati çekerek, "Çalışanların yüzde 40'ının asgari ücretle bildirildiği bir sistemin güvenirliği yok. Bizim bu güvenirliği sağlamamızın en önemli yollarından birisi, çalışanının mesleğinin ne olduğunu bilmektir." diye konuştu.

Daha sonra söz konusu madde, değişiklik önergesi doğrultusunda kabul edildi.

- Asgari ücret ile ilgili sözleri

Maliye Bakanı Ağbal, HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan'ın, "Asgari ücrette değişiklik olmazsa ekim ayında bin 300 liranın altına düşecek. Bin 300 liranın altına düşmemesi için tedbiriniz var mı?" sorusuna da yanıt verdi.

Asgari ücreti 1 Ocak 2016'da bin 300 liraya çıkardıklarını anımsatan Ağbal, "AK Parti hükümetleri döneminde asgari ücretli, her zaman için enflasyonun üzerinde gelir elde etmiştir, refahı da bu dönemde artmıştır. Bin 300 liranın altına düşmemesi yönünde talepler var. Bu konuda herhangi bir çalışma yapılacaksa, bu çalışma, vergi kanunları, vergi alanı dışında başka bir alanda yapılmalıdır. Vergi tarifesine, düzenlemelerine çok fazla dokunmamak lazım. Zamanı geldiğinde Çalışma Bakanımız ile bir araya geliriz ve vergi kanunları dışında bir çözüm üretilebilir mi diye bakarız." değerlendirmesini yaptı.

- "Kaynak getirenlere oturma ve çalışma izni"

Bakan Ağbal, hizmet sektöründe ihracatı artırma noktasında birtakım inisiyatifler aldıklarını söyledi.

Yabancıların Türkiye'de konut edinimini teşvik etmek amacıyla bugüne kadar birtakım düzenlemeleri yaptıklarını ve yapmaya da devam edeceklerini bildiren Ağbal, şunları belirtti:

"Bugün birçok ülke, nitelikli konut sektöründe bu adımları atarak ciddi anlamda döviz girdisi sağlıyor. Konutu satın alanlar sadece konutu satın almıyor, gelip burada tatillerini geçiriyorlar. Yabancıların Türkiye'de daha fazla konut edinimini teşvik edebiliriz şeklinde çalışmalar var. İçişleri ve Ekonomi bakanlıkları, Türkiye'ye yatırım amacıyla kaynak getirenlere, oturma ve çalışma izni, vatandaşlık hakkı verilmesi ile ilgili birtakım hazırlıklar içerisinde. Eğer Türkiye'ye gelip gayrimenkul edinirlerse, kişinin gayrimenkul edinimine bağlı olarak oturma izni alması, hatta vatandaşlık bekliyorsa vatandaşlık imkanına kavuşabilmesinin önünü açmayı düşünüyoruz."

- "Vergi mevzuatımız uluslararası standartlara uygun olmalı"

Maliye Bakanı Ağbal, tasarıda, "Uluslararası doğrudan yatırımları ülkeye çekecek" düzenlemenin de yer aldığına işaret ederek, "Uluslararası doğrudan yatırımları teşvik edecek, uluslararası yatırımcıların veya kendi firmalarımızın transfer fiyatlama mevzuatından kaynaklanacak belirsizliklerini ortadan kaldıran, öngörülebilirliği artıran uluslararası uygulamalarla paralel bir düzenleme." dedi.

Türkiye'nin artık kapalı bir ekonomi olmadığını, açık bir ekonomi olduğunu belirten Ağbal, "Daha fazla dışarı açılan bir ekonomi olmak istiyoruz. Eğer böyle bir ekonomi olmak istiyorsak, vergi mevzuatımız tamamen uluslararası standartlara uygun olmalıdır. OECD bünyesinde transfer fiyatlama ile ilgili özel bir komite var. Bu çalışma grubundaki ülkeler bir araya gelirler, kuralları, usulleri belirleme yöntemlerini belirlerler." ifadesini kullandı.

Bakan Ağbal, 2006 yılında ilk kez transfer fiyatlandırma konusunda uluslararası mevzuatla uyumlu bir düzenleme yapıldığını ancak bunun tam manasıyla uyumu ifade etmediğinin ortaya çıktığını söyledi.

"Bu getirdiğimiz düzenleme, OECD'nin rehberindeki standartları esas alan bir düzenleme" diyen Ağbal, yabancı yatırımcıların bir ülkede yatırım yapmadan önce, o ülkenin vergi mevzuatına baktığını söyledi. Ağbal, "Bu düzenlemelerden sonra uluslararası doğrudan yatırımlar konusundaki beklentiler karşılanmış olacaktır. Uluslararası yatırımların Türkiye'de artışına da önemli katkı verecektir." dedi.

Tasarının görüşmeleri komisyonda devam ediyor.

(AA)

25 Haziran 2016 Cumartesi

Şikayetvar.com ANKET DOLANDIRILIĞI

 

Böyle saçma bir konuyla ne kendimi ne de okuyacak kişiyi meşgul etmek isterdim ne de blogumda böyle konunun kalabalık etmesini isterdim. Ama problem sadece bir firma değil, bir dünyagörüşü. Kıymetli okuyucu, vaktin kıymetliyse okuma.

 

Sikayetvar.com ilk çıktığında sevinerek karşıladığım bir siteydi. Belki o zamanlar kaliteli bir hizmet sunuyordu. Kâr amacı gütmüyor diye orda burda tanıtımını yapıyor, gurur duyarak bahsediyorduk. Bir gün ŞikayetVar anket çalışmamız olacak deyince de büyük bir güvenle hemen kabul ettim. İnternetteki anket siteleri dolandırırdı ama şimdi ŞikayetVar kalitesi dedim. Birinci anket, ikinci anket derken bir terslik olduğunu farkettim. Anketle para kazanmak mümkün değildi. Bu da bir dolandırıcılıktı. Anket uygulamasından çıkmak için ŞikayetVar'da bir düğme aradım, bulamadım. Hiç uğraşmayayım, ŞikayetVar'dan üyeliğimi tamamen sileyim dedim bari bunun düğmesi varken dedim.

 

Üyeliğim dört aydır silinmemişti. ŞikayetVar'dan anket mailleri gelmeye ve geldikçe de sinir bozmaya devam ediyordu. Spam olarak işaretlesem ben kafamı dinleyeceğim ama dolandırıcılık yüzsüz yüzsüz devam edecekti. Dolandırıcılığı hem millet bilsin, hem de bu mailler bir son bulsun dedim ve ŞikayetVar Anket'i 29 Temmuz 2010 tarihinde sikayetvar.com'a şikayet ettim. İlk ve tek şikayetimin metni şöyle:

 

 

Sikayetvar Anket dolandırıyor

 

sikayetvar.com sitesinin anket uygulamasına vaat ettikleri gibi para kazanırım ümidiyle katılmıştım. Ancak kandırmaca olduğunu farkettim. Anket maili geldikten bir saat sonra belirlenen katılımcı sayısına ulaşıldı diye ankete kabul edilmiyorum. Ankete kaç kişinin alındığı belli değil. 10.000 katılımcıdan 100 tanesi ankete alınsa güvenilir bir anket çıkar herhalde. 10.000 kişiyi kullanıp 100 kişiye anket katılım parası ödemeyi etik bulmuyorum.

 

Anketlerden elde edilen paranın hesaba yatması için belli bir miktar para toplamanız gerekiyor. Ayrıntıları hiçbir yerde yazmıyor ama aklımda 20 lira olarak kalmış. 20 lirayı toplayabilmek için 20 kuruşluk 100 anket doldurmak gerekiyor. Ortalama 10 günde bir anket açıldığını hesaba katarsak 100 anket 1000 günde yani 2,5 yıldan fazla bir sürede tamamlanabiliyor. Bu hesap açılan her ankete katılabileceğimiz varsayılarak yapıldı. 2 anketten birine katılabilsek 20 lirayı almak 5 yıldan fazla sürecek. Ama 10 anketten birine bile katılamıyoruz.

 

Bu hesap üzerine artık "yeni anket var" maili gelmesin diye sikayetvar.com sitesinin Anket uygulamasından çıkmak için bir link aradım. Hiçbir ayar hiç bir ayrıntı yok. Sitenin tümünden üyeliğimi silmek için üyeliği iptal ettim. "yeni anket var" mailleri gelmeye devam ediyor. Meğer üyelik iptal başvurum alınmış ve dört aydır öyle bekliyor.

 

Artık anket maili gelmesini istemiyorum.

 

 

Bir ay sonra şikayetiniz işleme konuldu diye yazmışlar:

 

 

Şikayetiniz Dikkate Alınmıştır

 

Sayın kullanıcımız,

Şikayetiniz dikkate alınmıştır. Gerekli değerlendirme ve düzenlemeler gerçekleştirilecektir.

Saygılarımızla

Sikayetvar.com

 

 

Ve aynı açıklamayla şikayetimi reddetmişler. Anlayacağınız şikayet hiç yayınlanmadı. Şikayetimin üzerinden 14 ay geçmiş, hala anket mailleri geliyor. Üyelik iptali talebim de on sekizinci ayını dolduruyor.

 

Değerli okuyucu, aklın varsa anket uygulamalarına itibar etme. Yukarıdaki şikayette teorik olarak bir hesap yapmıştım. Aradan geçen bir sene bu hesabı doğruladı. ŞikayetVar Anket'te ilk anketin yüklendiği 06 Nisan 2010 tarihinden bugün 6 Ekim 2011 tarihine kadar geçen 18 ay süre içerisinde toplam 12 anket hazırlanmış. İlk 11 anketin ücretleri anketler kısa olduğu için 0,40 TLnin altındaydı. Sonuncusu uzun olduğu için ücreti 0,40 TL. Hadi hepsi en yüksek fiyat 0,50 TLden olsun ve farzedin ki her ankete katılabildim. Bu 18 ay, yani bir buçuk yılda ancak 6 TL toplayabilmiş olurum. Bu hesapla paranın 20 TLye ulaşıp hesabıma yatabilmesi için de yaklaşık 5 yıl anket işiyle uğraşıyor olmam gerekecek. Bu da aylık 30 kuruş falan ediyor. İki ayda bir ekmek parası çıkarırsınız belki.

 

Şimdiye kadar 0,50 TLden bir anket bile açılmadığını ve anketlerin yarısına bile katılmanın zor olduğunu hesaba katarsanız akıllı adamın yapacağı iş değil. Gidin hamallık yapın daha iyi.

 

Sadece anket değil, şikayet ve çözüm mekanizması da insanı aptal yerine koyuyor. Müşteri dostu firmalar listesinden bankaların ve kodaman şirketlerin eksik olmaması ŞikayetVar'ın nasıl bir dönüşüm geçirdiğini göstermeye yeter. Bir banka şikayeti... Sonuç gülen bir baloncuk ve altında çözüldü işareti. Yalan! Utanmadan şöyle çözdük diye yazmışlar:

 

 

Sayın ***'in şikayeti hakkında ,

 

Müşterimize konu hakkında email ile detaylı bilgilendirme yapılmıştır.

 

 

Saygılarımızla,

 

*** BANKASI A.Ş .

HAKLI MÜŞTERİ HATTI

444 0 338

 

 

Bu bankanın incelediğim bütün şikayetleri böyle çözülmüş. Bir tane de bir GSM şebekesinin garip çözüm yönteminden örnek verelim. Şikayet oldukça basit ve açık:

 

 

*** Kocaeli'de Çekmiyor!

 

Yeni taşındığımız yerde İzmit'in göbeğinde telefonum çekmiyor. Sürekli cam kenarında tutmak zorundayım ve konuşurken sürekli telefon kesiliyor.

Şikayet kaydı oluşturmama rağmen hiçbir değişiklik yok.

 

 

Çözüm ise dalga geçer gibi:

 

 

Sayın Yetkili,

 

İlgili kayıtta yer alan konunun çözümlenmesi ve müşteri memnuniyetinin sağlanması açısından gerekli tüm inceleme ve işlemler yapılmıştır. Müşterimiz 05.10.2011 tarihinde aranmış, ancak kendisine ulaşılamamıştır. Müşterimize ulaşılamadığı ve *** Müşteri Hizmetleri’mizi arayarak konu ile ilgili detaylı bilgi alabileceğine dair kısa mesaj gönderilmiştir.

 

 

Müşterilerimiz her türlü talep ve soruları için *** ** ** numaralı *** Müşteri Hizmetleri'mizi haftanın 7 günü 24 saat arayabilir.

 

 

Saygılarımızla,

 

*** İletişim Hizmetleri A.Ş.

Müşteri Hizmetleri

 

 

Adam telefonunun çekmediğinden bahsetmiş zaten. Bir kısa mesaj göndererek Kocaeli'de çekmeye başlayan GSM şebekesini tebrik ediyoruz, ŞikayetVar yetkililerini de. Bir şikayet kaydı oluşturarak anında Kocaeli'ne baz istasyonu dikilmesini bekleyen adamı da, bu saçmalığı yazan kendimi de, bunu okuyanı da tebrik ediyorum.

 

KAYNAK: http://bunudasorgulayin.blogspot.com.tr/2011/10/anket-dolandrclg.html

 

 

14 Haziran 2016 Salı

AÖF sonuçları açıklandı

4-5 Haziran tarihinde yapılan AÖF final sınavlarının sonuçları açıklandı.

AÖF sonuçları için TIKLAYINIZ

 

2 YAŞINDAKİ ÇOCUK BALKONDAN DÜŞTÜ!

İkinci kattaki evlerinin balkonundan toprak zemine düşen 2 yaşındaki çocuk yaralandı.

Edinilen bilgiye göre olay, 5000 Evler Cumhuriyet Mahallesi 56 Nolu Cadde üzerinde bulunan Merkez Sitesi Karşıyaka Apartmanı’nda meydana geldi. İkinci katta balkonda annesi Perihan Oğuz’un yanında duran 2 yaşındaki Ahmet Said Oğuz bir anlık dalgınlıkla balkonun camından sarkınca dengesini kaybederek toprak zemine düştü. Küçük çocuk şans eseri alt katın balkonunun tentenesine çarparak beton zemine düşmekten son anda kurtuldu. Oğlunun yere düştüğünü gören anne çığlık atarak bahçeye koştu. Komşularının haber vermesiyle olay yerine gelen 112 ambulansı ile KBÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldıran çocuk, yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı.

Vücudunda kırıklar ve akciğerinde sorunları olduğu öğrenilen küçük Ahmet’in hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.

Olayla ilgili olarak polis ekipleri soruşturma başlattı.

 

Hırsızı hastanede çekindiği röntgen ele verdi

Alınan bilgiye göre, dün 2 şüphelinin Yeni Mahalle'de bir eve kapısını zorlayarak girdiği ihbarı üzerine harekete geçen İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, söz konusu adrese gitti. Evden çıkarak kaçmaya çalışan şüphelilerden O.D. (26), polis ekiplerince yakalandı. Kaçan diğer zanlının yakalanması için çalışma başlatan ekipler, görgü tanıklarının ifadeleri doğrultusunda şüphelinin kullandığı 41 VS 919 plakalı otomobil üzerinde yoğunlaştı.

2 YÜZÜK, 4 KÜPE, 2 KOLYE...

Bu sabah otomobilin Beyşehir-Antalya karayolunda seyir halinde olduğunu tespit eden ekipler, aracı durdurmak istedi. Polisin "dur" ihtarına uymayan şüpheli Ö.A. (24), yaklaşık 30 kilometrelik kovalamacanın ardından aracını terk edip yaya olarak kaçmaya çalışırken yakalandı. Sağlık kontrolü için Beyşehir Devlet Hastanesine götürülen Ö.A'nın yürüyüşündeki aksamadan şüphelenen ekipler, görevlileri röntgen çekilmesi için uyardı. Röntgeni çekilen şüphelinin makatında 2 altın yüzük, 4 altın küpe ve 2 altın kolye olduğu belirlendi.

Şüpheli, bunun üzerine çalıntı ziynet eşyalarının bulunduğu poşeti makatından çıkararak teslim etti. Bu sırada, röntgen teknisyeni, poşetteki ziynet eşyalarının kendi evinden çalındığını anlayınca kısa süreli şok geçirdi. Çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan Ö.A. ve O.D'nin, haklarında çok sayıda hırsızlık kaydı bulunduğu, Yeni Mahalle'deki 3 evden hırsızlık olayına karıştıkları öne sürüldü.

(AA)

''Memura İndirim 1 Aya Netleşecek''

Memura indirimli tatil için Turizm Bakanlığı ile görüşmelerini sürdüren sektör, kalabalık üyeye sahip birlik ve derneklerle de iletişime geçti. Turizmciler ilk anlaşmayı ise Barolar Birliği ile sağladı. TÜRSAB'a kayıtlı 60 tur operatörü, Barolar Birliği'ne kayıtlı 100 bin avukat ve ailesine yüzde 10 ila 30 arasında özel indirimler yapacak.

MEMURA İNDİRİM 1 AYA NETLEŞECEK

Sabah gazetesinin haberine göre; TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, iç pazarı canlandırmak için yoğun çaba içinde olduklarını söyledi. Ulusoy, "Çok üyeye sahip dernek ve birliklerle görüşmelerimiz oldu. Bu yönde çalışmalarımızın ilk meyvesini de Barolar Birliği ile yaptığımız anlaşmayla aldık. Kampanyaya katılan TÜRSAB üyesi tur operatörleri, Barolar Birliği'ne kayıtlı avukat ve ailelerine özel indirim ve imkânlar sunacak" dedi. Sayıları yaklaşık 3.5 milyonu bulan kamu personeline yüzde 30 indirim yapılması için de Turizm Bakanlığı'na proje sunduklarını hatırlatan TÜRSAB Başkanı Ulusoy, bir ay içinde sonuçlanacağını kaydetti.

ÖZEL SEKTÖRE PROJE YAPABİLİRİZ

Yeni potansiyel oluşturmak için özel sektör çalışanlarıyla da ortak projeler geliştirilebileceğini aktaran Ulusoy, "Büyük şirketlerle özel anlaşmalar yapabiliriz" ifadelerini kullandı. Bu yıl erken rezervasyon kampanyasıyla yapılan rezervasyonların bir önceki yıla oranla yüzde 25 arttığını aktaran Ulusoy, turizmcinin yaşadığı kaybı minimize etmek için yoğun çaba sarf ettiklerini sözlerine ekledi.

BAYRAMDA 500 BİN İLAVE TURİST

Bayram tatilinin 9 güne uzatılmasının sektörde doping etkisi yarattığını belirten Başaran Ulusoy, şunları anlattı: "Erken rezervasyon kampanyaları sayesinde Türk turistin tatile çıkma alışkanlığı değişti. Geçen yıl erken rezervasyon ile tatile giden Türk turist sayısı 3.2 milyondu. Bu yıl ise rakam 4 milyonu buldu. 9 günlük bayram tatiliyle birlikte 500 bin kişi daha tatile çıkacaktır."

(Sgkrehberi)

5 Haziran 2016 Pazar

Ramazanda Oruç Tutarken Kilo Vermenin Diyet Yöntemleri

Ramazanda kilo vermek için bir takım kurallara uymamız gerekiyor. Ramazan ayının yaz aylarına gelmesi, kilo verme anlamında bize olumlu katkılar yapacaktır. 

Yaz mevsiminin olumlu tarafı ise; tercih edebileceğimiz besinlerin, genellikle daha hafif, daha yağsız olmasıdır. Seçenekler ağırlıklı olarak sebze ve meyvelerdir.

İnanılanın aksine; oruç tutarken midemizi ağırlıklardan arındırarak daha hafif, daha sağlıklı hale getirebilir, bedenimizi arındırabilir, üstelik fazla kilolarımızdan da rahatlıkla kurtulabiliriz. Önemli olan doğru yeme davranışları ile bir aylık dönemi geçirebilmektir.

Ramazan ayında kilo vermek için bu önerileri kesinlikle dikkate almalısınız.

Ramazan'ı sağlıklı, hafif bir şekilde geçirmek, mide rahatsızlıkları yaşamamak, üstelik kilo da kaybetmek istiyorsak; bazı püf noktalarına dikkat etmek gerekir.

Ramazan ayında öncelikle beslenme takvimi yapmalıyız, bunu bir diyetisyen kontrolünde yapmamız daha uygun olacaktır. 

Dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta da; özellikle tansiyon, şeker, kalp, böbrek gibi beslenmeyle ilişkili rahatsızlıkları bulunanların bu dönemde oruç tutmaktan kaçınmaları veya doktor kontrolünde, uygun olduğu ve sağlıklarını riske atmayacakları durumlarda oruç tutmalarıdır.

Orucu Açtıktan Sonra Ne Yapmak Gerekir?

İftarda yemeği yer yemez hemen televizyon başına geçmeyin. İftardan iki saat sonra yapacağınız 30 dakikalık yürüyüş hem iyi hissettirir, hem de metabolizmanızın çalışmasını sağlar. Asla oruçluyken spor yapmayın çünkü aksi takdirde vücutta yıkım artar, kortisol yükselir, kaslar azalır, yağlar artar, kas gücünde yüzde 3-12 oranında azalma olur; yani spor yarardan çok zarar verir. En iyi spor zamanı teravih namazından sonraki saatlerdir. Çünkü spordan önce bir-iki öğün bir şeyler yiyip yeterli sıvı almaya yetecek kadar zaman vardır. Bu sürede kaslar artar ve yağlarda azalma olur. İftardan 1-1.5 saat sonra 30 dakikalık hızlı bir egzersiz yapılabilir. Ayrıca Ramazan'da şu besinleri tüketmeye özen gösterin:

Hurma: Potasyum içerir ve potasyum susuzluktan dolayı oluşan yorgunluğun giderilmesinde çok önemlidir. Hem kısa, hem de uzun dönemli tokluk sağlar.

Organik bal: Enerji verir. Doğal gıdalar içinde en iyi antioksidandır. Günde bir-iki tatlı kaşığı yenmelidir.

Balık: Beyin fonksiyonlarını geliştirir, kalp sağlığını korur.

İncir: Kalsiyum, demir, magnezyum ve potasyum içerir. Lif ve kan şekerini dengede tutar.

Zeytin yağı: Omega 9 içerir. HDL seviyesini yükseltirken, LDL seviyesini düşürür. Antioksidan özelliği vardır. Pişirilmeden tüketilmelidir.

Orucu açtıktan sonra, dolu mide ile direkt hareketsiz kalırsak, bunun bize zararı olur. Hafif yemekler tercih edilmeli ve bol bol yürüyüş yapılmalıdır.

Haberdata.com Güncel Son Dakika Haberleri